Gİtmeler üzerine düşünüyorum kaç zamandır, herhangi bir sonuca ulaşamadım çünkü bunun somut bir sonuca ulaşamayacağı kanaatindeyim ki henüz hala burdayım. İki haftaya kadar gitmiş olacağım lakin bu zaman zarfında karşılaştığım, sokakta gördüğüm, uzun zamandır yaşamıma eşlik eden dostlarım, işte tüm bunların herkesin ortak bir fikri var bu gitmeler ile ilgili "KurtuluŞ" un biricik yolu... peki burda, peki burası, yapılacak ve yapılması gereken hiçbirşey yok mu, herkes gitmeler türküsüne gömülürken kalanların payı enayilik mi olacak...
Bıraktıklarımızın anlamı özlemle mi anlaşılacak, özlemek bir azapsa neden buna katlanıyoruz, gurbetçilerin ortak söylemi olan "vatan hasreti" vücuda kaç cc enjekte edilerek hissediliyo.
Monday, February 27, 2006
Monday, February 20, 2006
sAyGı, LaNeT
Saygı
hep bana, hep bize, az size
lanet hep size, onlara
yılan beni sokmazsa dostumdur,
saygı beklemek ne kadar saygılı olduğunla ilgilidir.
değneğin ucu girince bir taraflarına,
alıp o değneği birilerinin gözüne sokmak ne kadar da saygın bir davranış!!!???...
Saygıyla laneti ortaklayan nedir acaba...
hep bana, hep bize, az size
lanet hep size, onlara
yılan beni sokmazsa dostumdur,
saygı beklemek ne kadar saygılı olduğunla ilgilidir.
değneğin ucu girince bir taraflarına,
alıp o değneği birilerinin gözüne sokmak ne kadar da saygın bir davranış!!!???...
Saygıyla laneti ortaklayan nedir acaba...
Thursday, February 09, 2006
. L . Z . D .
şimdi sen gittin ya...
seni götüren o otobüse bin lanet ettim,
bir kere dönüp bakabildim çok uzaktan
seni bana getiren sevdiğimi sandığım köprülere
o köprüler ki düşlerimde yıkıldılar...
gözyaşlarını içine akıtamayanlardanım
saklasam da dökülüp gidiyor işte
neden ağladımı sormuştun ya
anladın mı acaba neden
Wednesday, February 01, 2006
sabah sabah şarkısı
sarılmayı isterdim çok dokunmayı sana
gel bul beni
anlatmayı isterdim çok açılmayı sana
gel bul beni
dolaşırdı adımlarım birbirine seni görünce
öyle emindim ki çıldırdığımı bildiğine
karışırdı kelimeler hep birbirine seni görünce
öyle emindim ki çıldırdığımı bildiğine
yürüyordun beyoğlunda aşkımızdan bihaberdin
yürüyordun sen yolunda aşkımızdan bihaberdin
ölüyordum ben yolunda öldüğümden bihaberdin
ölüyordum karşında
gel bul beni
anlatmayı isterdim çok açılmayı sana
gel bul beni
dolaşırdı adımlarım birbirine seni görünce
öyle emindim ki çıldırdığımı bildiğine
karışırdı kelimeler hep birbirine seni görünce
öyle emindim ki çıldırdığımı bildiğine
yürüyordun beyoğlunda aşkımızdan bihaberdin
yürüyordun sen yolunda aşkımızdan bihaberdin
ölüyordum ben yolunda öldüğümden bihaberdin
ölüyordum karşında
69A (kısa yol hikayesi 2)
DÜnyanın neresinde, hangi şehrinde, kasabasında ya da köyünde şehiriçi ulaştırma araçlarında ağız dalaşmaları büyük kavgalara ve hatta cinayetlere dönüşür, iki insan ağız dalaşına girmişken olayın seyrini değiştirecek, aslında hakkına bok yemek düşen, üçüncü kişinin karışmasıyla bir kaosa dönüşür ve basit bir tartışma iki muhatabın dışına taşıp nasıl büyük bir travmaya dönüşür, dünyanın neresinde bileniniz var mı?
istanbul'da ve aslında ülke genelinde toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmiyorsanız eğer bir travmanız eksik kalır
sevgiler:)
istanbul'da ve aslında ülke genelinde toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmiyorsanız eğer bir travmanız eksik kalır
sevgiler:)
Subscribe to:
Posts (Atom)