Kendi hayallerime yaptigim bir yolculukta bir firtinsyls yirtilsn yelkenlimi tamir etmeye calisirken buldum kendimi.. Bir sure ertelemem gerekiyordu herseyi cunku gemim olmadan yol alamazdim, yoluma devam edemezdim..Ben erteledigimde zamani donduramadigimi gordum... Sen hayati ertliyorsan eger zaman da seni erteliyorve beklemiyormus, ogrendim. Simdi gemim ruzgarla degil gazla calisiyor ve cok uzun zaman ilerlemiyor. Gazi bittigi yerde durunca ters bir ruzgarlatekrar karaya vuruyor...
Ruzgarla calistigi zamanlarda 20~ li yaslardadim, ruzgar savuruyor, yalpaliyor ama nedense gunes hic batmadigi icin umut veriyordu. Umudun isigiyla ve inancla, ruzgarin da yardimiyla gidiyordu yelkenlim… Ta ki firtina onu devirene kadar.. Baktim zamana hala 20li yaslarda ama biraz daha ortalamisken zamani (25) ne yandan geldigini kestiremedigim ruzgar once yelkenlimi sonar beni kirdi. Tammir edildi ama enerjisini degistirdi. Gazla da gitmiyor iste…
Bn simdilerde 28` e az kala vakitleride, onume koydugumda tek tek bilesenlerimi hayata dair, formulde bir eksiklik goruyorum. O gordugum eksikligi yenileriyle cogaltiyorum ve cikardigim sonucu herseyle carpiyorum da hicbirseyden cikarip eksiltemiyorum ya da onunla carptigim her sey kocaman bir sifir oluyor v eve o sifir matematikte oldugu gibi yutuyor herseyi, tum formulasyon kocaman bir yutan elemana gebe kaliyor. (Matematik de yeniliyor boylece)
28`imdeyim bir kac gun sonra ben sevmedim bu yasi.. Kendime bakiyorum, ayaklarimin altindan kayan zamana bakiyorum, geldigim yeri kendimle carpiyorum,kocaman bir boslukta yutuyor sonuc beni… 1-0 yenik..
Yeni yolculuklar icin cok eskiydi gemim, ruzgara, firtinaya dayanmaz dediler, bense gidebilirim sandim. 28. kilometrede bir firtinayla ortada kaldim, kocaman bir denizen ortasinda, okyanusa acilmadan yirtilan yelkenllim icin umut yoktu. Benim kurtulup onumdeki uzun yollar icin yeniden bir gemi insaa etmem gerekiyordu, cunku okyanus sinsuz ve cekici ve kesfedilecek binbir harikalarla doluydu. Ihtiyacim olan tek sey inanc ve guvendi. Bense bunlardan o kadar yoksundum ki…
Mutlu olmam gerekiyorken bu en guzel baharinda omrumun, mutsuzdum iste… Ozledigim bir suru seye gidemiyordum. Ozlemlere gitmek icin yolculugun geriye dogru yapilmasi gerekiyordu ki bu reel bir bakis acisiyla mumkun gorunmuyordu. Ozlediklerim gecmiste birer ani olarak hafizamin raflarinda gerektiginde cikarilmak uzere kaldirildilar ve bud a boylece bitti
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
6 comments:
hep yarının getireceği güzellikleri beklerken, bugünleri ıskalıyor olmanın farkındalığı mıdır bu serzenişin sebebi? ya da milyonlar yaşındaki ruha dar gelmesi midir gencecik bedenin?
işte yaranılmıyo bize kızım,eksik etek başına görür - düyar - konuşur olursan böle... oysa sırtında sopa karnında sıpa, kır bacağını kocanın dizi dibine, sen bilme o bilsin... al sana over doz mutluluk:)) ki ona da sen karar verme birileri takdir etsin...
düyar tabiri bizzat tarafımdan keşfedilmiştir. tüm hakkı mahfuzdur...:P
oho...naptın be kısım...
ahanda daa 28...sçrtma şimdi...
benden büyüksün ama ona rağmeh
çüş yani diorum sana!!!
ölmüşde ağlayanı yok!!!
kızım ben cesedime can
verebildiysem sen neler yaparsın
kimbilir!!
yol uzun..hade...yürüüüüüüüüü....
ahh umutum siz de olmasanizzzzzz ozledim sizi cookkkkk
Sibocum, bizim saatimize göre 36 dakikadır takvimler 7 Mayıs'gösteriyor. Gül parmaklı şafak dokundu senin oralarda uyku mahmuru suratlara. Ve bir de sen çok hoşlanmasan da ibre geldi dayandı 28'e:)) Ada der ya en sevdiğim yaştı diye, dilerim sana da uğuruyla gelir. Hayattan dilediğin, beklediğin herşey için bir milat olur.
İyi ki doğduuun!!!
tesekkurler thesadspirit, gul parmakli safakla birlikte gul yuzlu bir dost olmus zamna simdi tesekkurler, hatirlanmak guzel, ibreler 28 olsa bile buna ragmen yanii:))
Post a Comment