Thursday, December 15, 2005

KAR


KAR
Geçmiş Zaman Geleceğe Ne Kadar Yabancı

Neyi anlatırdı kar vesair zamanlarda... Şimdi bir kar bastırdı İstanbul'da alacakaranlık soğuklarına beş kala, vakitli vakitsiz ki sonbaharı henüz uğurlamaya hazırlanıyorken... Ne tuhaf ki her seferinde anladığım ama her seferinde şaşırdığım bir gerçeklikle kırmızı ışıkta karşılıyorum ve tam karşıya geçecekken yarı yoldan dönüyorum, KORKUDAN...
Biz hep birşeyleri uğurlama vaktini beklerken, bir d bakıyoruz ki aslında çoktan gitmiş!
"Ölüm her aklına geldiğinde ah edip vah edip inleme!
Bu halinle Tanrıyı incitmiş olacaksın,
Ecel kapını çaldığında evi telaşa verme
o geldiğinde sen gitmiş olacaksın"
İşte anlam bu, beklemek diye birşey yok, zaman diye birşey yok, bu ikisinin birleşiminden ortaya çıkan bir histeri var sadece.. Ertelediğimiz ve hiçbir zaman yerli yerinde olmayacak, kaçırdığımız fırsatlarımız var gerçekte.. Şansa hükmedemeyiz o gelir ve geçer, görüp avuçlayabiliriz ve sıkı sıkı tutabiliriz, tutunamayız ama.. o zaman gerçekliğini kaybeder ve onulmaz bir yaraya dönüşür...
Neyi mi anlatıyorum, ben de bilmiyorum bir şifre kurdum, doğru şifreyi bulan sonuca ulaşır ve bu sonuç o birilerinin hayatında ne değiştirir bilinmez ama netice her zaman önemlidir insaoğlu için, beşer-yaşar-şaşar....
(Let me kiss you ve ardından moon river: bu şarkıdaki kadının ağlaması beni öldürüyor. Eyy morriseyy)

No comments: